Haber Merkezi
Sağlığa erişmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Artık kuyruklar hastane değil telefon ya da internet başında uzuyor. Kamu hastanelerinde haftalar ya da aylar sonrasına verilen randevular hastaları perişan ediyor. Algoloji, endokrinoloji, nefroloji, perinatoloji, immünoloji gibi alanlar başta olmak üzere yan dallarda bulunan birçok bölümde ise tablo daha vahim.
Hem uzman yetersizliği hem de yoğunluk, randevu günlerini daha da uzatıyor. Hastalar aslında bir bakıma özele mahkûm hale geliyor. Özel hastanelerde tüm branşların muayene ücreti uzmanın ünvanına göre değişirken, SGK anlaşmalı hastanelerde bile ortalama muayene 2 bin 500 ila 10 bin lira arasında değişiyor. Özellikle yan dal branşlarda muayene ücretleri ile tetkik ücretleri daha da artıyor.
BU PARALARI NASIL VERELİM?
AKP iktidarının övünç kaynağı olan sağlık sistemi, hastanın kamu hastanelerinde tedaviye erişimini giderek daha da zorlaştırdı. Kamu hastanelerindeki yoğunluk, özellikle doğrudan randevu verilmeyen algoloji, gastroenteroloji, romatoloji, perinatoloji, periodontoloji, el cerrahisi, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları polikliniği gibi branşlardan MRHS üzerinden direkt randevu verilmiyor. Tıpta ileri uzmanlık gerektiren bu tarz polikliniklerden doğrudan randevu verilmediği için hastaların öncelikle ilgili ana dal polikliniğinden randevu alması gerekiyor. Yapılan muayene ve tetkik işlemleri neticesinde hekimleri tarafından uygun görülen hastalar, “takip gerektiren hasta” olarak sisteme kaydedildikten sonra ileri uzmanlık polikliniklerine MHRS üzerinden randevu alabiliyor. Bu durum iki kez randevu için beklemek anlamına geliyor. Aciliyeti olan ve beklemek istemeyen hastalar parası varsa özele gitmek ve binlerce lira ödemek zorunda kalıyor. İstanbul Kartal’da şiddetli mide ağrısı yaşayan ve bir kamu hastanesine başvurmak isteyen hasta, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor; “Midemde dayanılmayacak ağrı vardı. Acile başvurduk ve kırmızı alanda bazı tetkikler yapıldı. Sindirim sistemi kaynaklı bir sorunum olduğu söylendi. En erken 1 hafta sonra randevu vardı. Ağrım o kadar çoktu ki özelden randevu almak için hastaneleri aradım. Üç tane özel hastane aradım. Üçünün de fiyatı aşağı yukarı aynıydı. Profesör muayene ücretinin 4 bin 450 TL olduğu hastanede uzman doktorda ise bu ücret 2 bin 900 TL’ydi. Endoskopi ve kolonoskopi fiyatını sorduğumda her iki işlem için 56 bin 800 lira fiyat verildi. Bir başka özel hastane ise endoskopi ve kolonoskopi için 100 bin TL istedi. Bu paraları nasıl verelim?’’
∗∗∗
572 ÖZEL HASTANE VAR
Ülkedeki özel hastanelerin sayısı giderek artarken kamunun payı düşüyor. 572 özel hastanenin 164’ü İstanbul’da. Ülke genelindeki bin 555 hastanenin 572’si özel, 915’i bakanlığa ait, 68’i de üniversite hastanesi. Türkiye geneli hastanelerin yüzde 59’u Sağlık Bakanlığı hastaneleriyken, özel sektörün payı yüzde 37.
∗∗∗
MUAYENE ÜCRETLERİ CEP YAKIYOR
İstanbul’da bulunan bazı özel hastanelerin yan dal uzmanlık alanlarının muayene ücretleri ortalama şöyle;
• Gastroentoroloji
Dr. Öğr. Üyesi: 4 bin 900 TL
Doç. Dr: 6 bin 250 TL
Prof. Dr: 9 bin 500 TL
• Çocuk immünoloji:
Uzm. Dr: 4 bin 970 TL
Prof. Dr: 8 bin 450 TL
• Nefroloji:
Doç. Dr: 6 bin 950 TL
Prof. Dr: 9 bin TL
• Algoloji:
Uzman ve Doç: 7 bin TL
Prof. Dr: 10 bin TL
• Romatoloji:
Uzm. Dr: 3 bin 900 TL
Doç. Dr: 6 bin 800 TL
• Endokrinoloji:
Prof. Dr: 10 bin 500 TL
• Perinatoloji:
Op. Dr: 22 bin 900 TL
∗∗∗
SİSTEM BÖYLE İŞLERSE SORUN SÜRER
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, asıl sorunun sağlık hizmetinin organizasyonunda olduğunu belirterek ‘‘Yan dal uzmanlarının sayısının yetersiz olmasından çok sağlık hizmetlerinin yanlış programlanması sorunumuz var. Yan dal uzmanlarının sayısını ne kadar artırırsanız artırın, mevcut sistem böyle işlediği sürece hastalar nitelikli sağlık hizmetine ulaşamayacaklar. Esas sorun yan dal uzmanına ihtiyacı olmayan hastaların randevu almak zorunda kalması. Bunun da sebebi ülkemizde basamaklı bir sağlık sisteminin uygulanmıyor olması” dedi. Azap, özetle şöyle devam etti: ‘‘Hastalar öncelikle yaşadıkları mahallelerde kolayca ulaşabilecekleri birinci basamak olan ASM’lere başvurmalı. Böylelikle yan dal uzmanlarından randevu alma/alamama gibi bir sorun kalmaz. Böylece de hiçbir vatandaşımız kamu hastanelerinde nitelikli bir sağlık hizmetine ulaşamadığı için özel hastanelere gitmek, para ödemek zorunda kalmaz. Özetle çözüm mezuniyet öncesi ve sonrası tıp eğitimini güçlendirmek, koruyucu hekimlik uygulamalarının yaygınlaştırıldığı, altyapı ve sağlık çalışanı sayısı açısından yeterli, nitelikli hizmet veren bir birinci basamak sağlık hizmeti kurmak, sonrasında da sevk zincirini getirmekten geçiyor.’’
Alpay Azap
∗∗∗
PARASI OLMAYAN NE YAPSIN?
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu da şu değerlendirmeyi yaptı: “İşlemeyen bir sağlık sistemi var. Bu nedene parası olan özele gidiyor, parası olmayan bu hizmetten faydalanamıyor. Sağlık talebinin artması, yurttaşın kamu hastanelerinde kısa muayene süresi ve randevu bulamaması gibi nedenlerle hastanelere ulaşmakta zorluk çekiliyor. Burada sağlık sisteminin organizasyonunda bir sıkıntı olduğu açık. Ayrıca bazı yan dallarda yeni doğan, çocuk hematoloji gibi alanları uzmanlar tercih etmek istemiyor çünkü yan dal yapıldığında ekstradan 3. kez mecburi hizmet yapılması gerekiyor. Bu da yıldırıyor. Gelinen noktada sağlık sistemi parası olanın özele başvurmasını yönlendiren bir sağlık sistemine dönüştü.’’