Bir Toplum Ne Zaman Susmaya Başlar?

Bir çocuk…
Sesi çıkmaya, kendi fikirleri oluşmaya ve onları ifade etmeye başladığından beri susturulan, eleştirilen, cezalandırılan bir çocuk.
Zamanla sessizleşir, içine çekilir, “güvenli” olmanın yollarını öğrenir.
O çocuk büyür…

O büyüyen çocuklardan bir toplum oluşur.

Nasıl ki bir çocuk, sesi her yükseldiğinde azar işitip yargılandığında giderek susmayı öğrenirse, bir toplum da aynı süreçten geçer. Önce yüksek sesliler hedef alınır. Arkadan gelen ve henüz gücünü toplamakta olan insanlarsa yüksek seslilerin başına gelenleri görür. En sonunda, herkes kendi sesinden bile çekinir hale gelir.

Bir toplumun susması bir anda olmaz.
Bu, yavaş ilerleyen bir süreçtir; korkunun, tehdidin ve belirsizliğin sessizce evlere, düşüncelere sızmasıyla başlar. Konuşanlar yalnız bırakılır, sonra konuşmaya yeltenenler tereddüt eder. Her susturulan ses, diğerine “susmanın güvenli olduğunu” öğretir.

Korku, başta bir kıvılcımdır.
Birinin “fazla” konuştuğu için dışlandığını, cezalandırıldığını, hedef haline geldiğini görür insanlar.
Sonra o korku büyür, dallanır, evlerin içine kadar girer.
Hakkını arayan biri yalnız bırakıldığında, sadece o kişi değil, onu gören herkes biraz daha susar.
Çünkü bir toplumda adalet duygusu zedelenirse, insanlar yalnızca yanlış bir şey yapmaktan değil, doğruyu söylemekten de korkar hale gelir.

Zamanla, sessizlik bir seçim değil, bir hayatta kalma refleksi olur.
İnsanlar konuşmaz ama duyar, görmezden gelir ama bilir.
Kendini korumak için gerçeği yutar, hatta bazen inkâr eder.
Böylece korku, yalnızca politik bir araç değil, toplumsal bir alışkanlık haline gelir.

Peki, bir toplum susmadığı zaman ne olur?

Bir toplum susmadığı zaman, korku iktidarını kaybeder.
Cesaret bulaşıcıdır.
Bir ses bin olur.
Ve sonunda sessizliği yırtan o kelimeler, yeni bir başlangıca zemin hazırlar.

İnsanlar konuşmaya başladığında, yalnızca sesler değil; umutlar da çoğalır.
Bir toplum konuşabildiği sürece düşünür, tartışır, değişir.
Sessizlik, bir ülkede ölümü; ses, yeniden doğuşu temsil eder.
Bir halk konuştuğu zaman yönetenler değil, hakikat konuşur.
Ve hiçbir baskı, hiçbir tehdit o gerçeğin yankısını susturamaz.

Çünkü bir toplum, susarak değil; yeniden konuşmaya cesaret ederek başlar yaşamaya.

Bir Toplum Ne Zaman Susmaya Başlar? was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.