Bir Şeyi Hayatına Çekmenin Yolu: Onu İtmeyi Bırak

Bir Şeyi İtersen, Gider.

İtmek, o şeye bir enerjinin yönelmesidir. Ve enerjini aşırı yönlendirdiğin şey, senden gider.

Photo by Alora Griffiths on Unsplash

Medium üyeliğiniz yoksa, yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Neye aşırı ihtiyacın varsa, orada muhtaçlık enerjisi devreye girer ve o şeyi kendinden hızla uzaklaştırırsın.

Şöyle düşün: Masada bir bardak var ve sen bardağı elinle itiyorsun. Bardak sana doğru mu gelir yoksa senden uzaklaşır mı?

Enerjinin fiziki anlamdaki karşılığı bu kadar basit aslında.

Bizler de birer enerjiyiz, enerji yayan varlıklarız. Ve bir şeyi ittiğimizde, yani üzerine gittiğimizde, enerjimizi ona yönlendirdiğimizde, ona ihtiyaç duyduğumuzda, “mutlaka o olmalı” frekansında istediğimizde, o şey bize gelmez. Bizden uzaklaşır.

Diyelim bir iş teklifi aldın ve çok uzun süredir de bunu bekliyordun. İlk görüşme seni çok heyecanlandırdı. Ve sen: “Ayy inşallah olur, inşallah beni seçerler, tam da ihtiyacım olan şey bu!” enerjisine geçtiğinde…

Evren bekler.

Seni bekler.

Muhtaç mısın, değil misin, görmek ister.

Muhtaçsan, itersin. Muhtaçlık, o şeye yönelik bir enerjidir. Ve yönlendirdiğin enerji, o şeyin gitmesidir, gidecek olmasından korkudur, gidebileceğine inanmadır.

Olmayacağından korkarak, bazen de olmayacağını bilerek, adımlar atarız. Ve olmaz. Çünkü itme gücümüz, olmamasına yöneliktir.

Muhtaç olmamak için ihtiyaç duygunun spesifik bir şeye, bir kişiye yönelik olmaması gerekir

Evet, iyi bir iş istiyor olabilirsin. “Bana uygun işlere açığım, şöyle bir işte çalışmayı isterim.” diyebilirsin. Ama “bu iş olmalı; başka seçeneğim yok” enerjisi seni kısıtlar. Yani, istediğin şeyi sen itersin. Ve istemediğin şey gerçekleşir.

Korktuğumuz şeyin başımıza gelmesinin temel mantığı da budur.

Korkumuz aslında aşırı istektir. O şeyin olmayacağına yönelik korku; diğer yandan o yoksa ben biterim enerjisidir. Yokluk ya da yoksunluk enerjisi, varlığı çağıramaz. Sen yoksunluk diye bağırırsan, evren bunu duyar ve seni o eksiklik haline, hissine götürür.

Peki istemediğimiz şey neden ısrarla dibimizde biter?

Çünkü onu istememeyi de çok istiyorsun.

Ve aslında şunu söylüyorsun: “İstemiyorum ama biliyorum o yine gelecek.” Bu kez korkun onun gitmeyeceğine yöneliktir. Yani özünde şunu dersin: “Nolur gitsin… Ama ya gitmezse?”

Onun geleceğine kuvvetle inanırsın. Tıpkı isteyip de alamadığın şeyde “bana gelmeyecek” inancına sahip olduğun gibi…

Anlamak için kendine şu soruları sor:

“Olumlu ya da olumsuz spesifik birine ya da bir şeye aşırı bir duygu yüklemesi yapıyor muyum?”

“Ona, o şeye karşı korku hissi taşıyor muyum?”(Korkun “ya bana gelmezse” ya da “ya benden gitmezse” olabilir.) “Ve o şeyle ilgili neye inanıyorum?”

“Kesin yine gelecek, peşimi bırakmayacak” mı diyorum? Yoksa “kesin olmayacak, bana gelmeyecek” mi?

Bu kısır döngüden çıkmak içinse kendine şunu sor:

“Belirli bir kişiden, bir şeyden, işten ya da hedeften bağımsız olarak gerçekte ne istiyorum? Kendi amacımla ve çalışma düzenimle örtüşen bir iş mi? Sevgi dolu, karşılıklı büyüdüğüm bir ilişki mi?..”

Çünkü bunlarda bir sorun yoktur.

Sorun, bu istediğini nasıl ifade ettiğindedir. Ve içinde ne hissettiğinde, neye inandığında…

İlgiyi Tekrar Kazanmak İçin Geri Çekilmek de İter

İlgini geri çekip, ilgi almaya çalışmak da maksatlı bir çabadır. Ve bu yanlış bir enerji yönlendirmesidir. Yani kişiyi iter, senden uzaklaştırır. Kendinde kalabilmek enerjini kendinde tutmaktır. Asıl taktik budur.

Herhangi bir durumda sor kendine: Yaptığın şey her ne ise, o an enerjin kimde, nerede?

İlgi toplamaya çalışmak, sevilmek için çabalamak, bir şeyi ya da birini geri kazanmak için strateji yapmak; hepsi beklediğin sonucu vermeyecek birer hamledir.

Neyi Nasıl İstediğimin Sağlamasını Nasıl Yapabilirim?

Bir durumla ilgili isteğini, geniş bir dille paylaştığında mutluluk hissedersin.

Ama isteğin; spesifik bir kişi, bir iş, bir şey üzerinde yoğunlaştığında korku hissedersin.

Ve amaç, olumlu ya da olumsuz bir hale yönelik korku duygusu hissetmemen.

Yıllardır bekliyor olabilirsin. Ve çok istiyor olabilirsin. Ama enerjini şu cümlede tut: “Ben güzel bir işte çalışmaya; şöyle bir ilişkide olmaya, yaşamaya hazırım. Ben o deneyime açığım.”

İlla “bu olmalı” diye bir diretme olmadan… Mesela deniz kenarında bir ev almak istiyor olabilirsin. Ama ilanda bulduğun o ev “olmazsa olmaz” enerjinden çık. Onu kaçırırsan, bir daha başka bir şansın kalmazmış gibi hissetmekten vazgeç. Sen deniz kenarındaki evine odaklan. Hangi ilanla geleceğini evrene bırak.

Neyin nasıl gerçekleşeceğini bilemezsin.

Bildiklerini bırak ki, hayat senin için çalışabilsin.

Bir Şeyi Hayatına Çekmenin Yolu: Onu İtmeyi Bırak was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.