Ben de Hoş Buldum

Türkiye yayınlarında ‘Topluluğumuzda yazar olmak ister misiniz?’’ başvuru formunu gördüğüm an, heyecandan yerimde duramadım. Hiç düşünmeden hemen başvurumu yaptım.

Neredeyse saat başı e-postamı kontrol ediyordum; belki cevap gelmiştir diye. Sonra yazılarımın beğenilmediğini düşünmeye başladım. Sahi, ben kaç aylıktım? Dün akşam “Tamam, bu son” diyerek telefonu bir kenara bıraktım. Hiç beklemediğim bir anda telefonuma bir bildirim geldi. Zaten hep böyle olmaz mı? En güzel haberler, insanın hiç beklemediği anlarda gelir.

Photo by Arnel Hasanovic on Unsplash

Bazen umut ettiğin şeyi ancak bırakmak üzereyken bulursun

Maili açtım ve o büyülü cümleyle karşılaştım: “Yazarlar ailemize hoş geldiniz.” Sonunda klanımı bulmuştum. Yazıyla, hayalle, kalemle aynı dili konuşan bir topluluk.

Burası hâlâ insanlarla, fikirlerle ve ilhamlarla dolu. Ekranın karşısında olsak bile, burada kendime ait bir köşe bulabiliyorum. Kim bilir, belki de gerçek dünya artık sadece fiziksel değil; birlikte yarattığımız ve paylaştığımız bu alanlarda da varlığını sürdürüyor. Herkesin bakış açısı farklı ama bir şekilde tanıdık. Sanki uzun zamandır konuşuyorduk da şimdi sadece aynı çatı altındayız.

Belki siz de bu toplulukta kendinizi buldunuz.

O zaman hoş geldiniz.

Ben de hoş buldum.

Sırada kitap kulübü ve online yazarlar topluluğu var

“Kaliteli içerikler ürettiğinizi gözlemledikten bir süre sonra sizi sadece özel davet ile alım yaptığımız, anlık iletişim, paylaşım, soru/cevap gibi birçok faydalı kanalın bulunduğu online yazarlar topluluğumuza davet edeceğiz. Lütfen biz sizi davet edene kadar ısrarcı olmayın ve sadece kaliteli içerikler üretmeye odaklanın.”

Israr etmeyin demek, kulağa neredeyse imkânsız geliyor. Heyecan verici bir şeyin kapısında beklemek, üstelik o kapının ne zaman açılacağını bilmemek bir yazar için dayanıklılık testinden farksız.

Eskiden her şeyi telefondan yazardım; aklıma ne gelirse, o anda doğaçlama şekilde paylaşırdım. Taslaklarım yoktu, sadece içimden geleni yazardım. Gerçek yazarlık kapısının açılmasını beklerken, yazdıklarımı biraz daha özenle işlemek, biraz daha derin düşünmem gerekiyor.

Dilbilgisine takılıp kalmaktan korkuyorum. Sonra aklıma Saramago geliyor; noktasız, paragrafsız, sayfalarca süren cümleleriyle kulağıma “Yazmak kurallarla değil, ruhla olur” diye fısıldıyor. Yazarın Körlük adlı kitabını okuduktan sonra, bir süre gerçekten kör oldum gibi hissettim; Görmek adlı kitabı ise tekrar gözlerimi açtı. Belki de edebiyatın gücü tam olarak burada yatıyor. Kuralları doğru uygulamak elbette önemli; ancak yazının kalbine inmek istiyorsam önce hissetmem gerekiyor.

Yazarken, düşünürken ve hatta yaşarken özgür olduğumuzu hissetmeye ihtiyacım var. Belki sen de bu satırları okurken aynı ihtiyacı duyuyorsundur.

Öyleyse, şimdi bana eşlik eden bu parçayla seni baş başa bırakıyorum.

Ben de Hoş Buldum was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.