Ceylanlar ürkek gözükür ama her şeyi duyan hassas kulakları vardır…
Bazı insanlar kendi gölgeleriyle yüzleşmek istemez bu onları ürkütür kendilerine ayna tutmayı bilmez ya da istemezler.
Çünkü gölge, sadece karanlık değildir bana göre gölge bastırılan korkular, inkar edilen hatalar, yaptıkları eylemlerle yüzleşme, sorumluluk almayı kabul etmektir.. istenmeyen yüzleriyle hesaplaşma kendiliğinin karanlık diğer yanina bakmaktır… onlara ağır gelir sizin sözleriniz ya da onlara ayna tutmanız. Biz fark ettiğimizde başlar her şey burada bir sıkıntı var… İyi hissetmiyorum, konuşmalıyız dersiniz, hisleriniz duygularınız aslında bilir içinizde bir yerde bir huzursuluk uyanır. Tolere edersiniz belki o da size ilk başta gösterdiklere surete, davranışlara tutunma eğilimidir.
Sessizlikteki huzursuzluğu, kelimelerin arasındaki kaçışı, davranışlardaki tutarsızlığı görürüz orada başlar bir iç huzursuzluk.
Onlar kendilerinden kaçarken, biz gerçeğe biraz daha yaklaşırız.
İşte tam bu noktada bizden uzaklaşırlar bir zamanlar bizleri göklere çıkaranlar sevgi bombardımanı yapanlar.
Çünkü biri seni gerçekten gördüğünde, saklanacak yer kalmaz.
Ve herkes görülmeye hazır değildir uzaklaşma kaçma eğilimde olmaya başlarlar ve bahaneler gelir ardı arkası kesilmeyen.
Gölgesiyle yüzleşmeyen insan, aynaya bakmaktan korkar.
Bu yüzden aynayı tutan kişiden de uzaklaşır. Tutmak ta tutanın cesaretli ve bilinçli oluşundandır o kişilerin aksine her şeye karşı fazla duyarlı bir kalbe zihne bilince sahipsindir…
Suçu çoğu zaman bize yüklerler: “fazla derinsin”, ‘’ çok duygusalsın’’ ,‘’çok hassasın’’ ,“çok sorguluyorsun”, “beni yargılıyorsun.”
Oysa biz sadece olanı görmüşüzdür ve anlamışızdır.
Bu uzaklaşma bizim eksikliğimiz değildir.
Aksine, bazen birinin bizden gitmesi, bizim gerçeğe ne kadar yakın durduğumuzun kanıtıdır o uzaklaşma kişinin aslında maskesinin düşüşüdür, sorumluluk kapasitesinin yetersizliğidir. Gerçeğinden kaçma eğilimidir. Bu eksiklik gibi size hissettirilen aslında sizin özünüzün ne kadar bilinçli, farkındalığı yüksek olduğunuzun kanıtıdır. Söz gelimi bu kişilerde olmayan bir ruha kalbe ve zihin derinliği kapasitesi sizde vardır.
Işığa ulaşmak için önce yanmak gerekir. Ben öyle olduğunu bilip tecrübe eden biriyim..
Gölge yanları her birimizde var fakat önemli olan bunu dengelemek, sorumluluğunu almak ve kabul etmekten geçer.. Hiçbir insan kusursuz doğmadı, kusursuz değildir önemli olan kusurlarınla kendini kabul etmek inşaa etmektir..
Bazıları bunu bilir, gölge yanlarını kamufle eder, inkaar eder ve bazılarıysa kaçmayı seçer. Kaçan insanın maskelerini düşürmemizden ve gölge yanlarını görmemizden kaynaklıdır. ‘’Ve bilmenizi isterim ki esasen sizin onları görüyor olmanız onlarda sizin bir tehdit olduğunuz algısını yaratır, ki asıl güç…bu gibilerden çok sizdedir güzel kalpli insanlar’’
Ve biz…siz ben…
Gidenlerin ardından kendimizi suçlamak yerine,
kendi gölgemizle yüzleşmeye devam ederiz. Bunu dengeleriz, cesuruz farkındalığımız yüksektir, kendimize ayna tutarız ve her gün daha iyi olma yolunda bu gibi lere gülümseriz…Biliriz ki hakikat aslında insanın her halini bilip bunu kabul etmesidir.
Çünkü cesaret tam olarak budur. Ruhu kalbi sessiz savaşan kalplere itafen
Ceylanlar narin ve ürkek gözükür, hassas ve aşırı duyarlıdırlar doğada.. aslanların zayıf gördükleri bu hayvan aslında en atik ve en her şeye duyarlı canlısıdır doğada.. Hassaslıkla duygusallıkla sizi yargılayanlar olursa bilin ki siz aslında her şeyi görüp bilen duyarlı bir göze zihne kalbe sahipsiniz.. Ki onlarda olmayan ve olamayacak büyük bir yeti bu.. Ayrıca çok da hızlı koşarlar küçük görünmelerine rağmen…*
Bazı İnsanlar Gölgesiyle Yüzleşmediğinde was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.