Başkalarının Hikayelerini Tüketmek: Modern Çağın Yeni Eğlencesi

Başkalarının hayatın izlemek neden bu kadar keyifli? Kendi hayatımız yetmediği için olabilir mi? Bu soruları kendime yemek yemeye başlamadan önce izleyecek bir vlog ararken sordum. Ama cevabı düşünmeyi yemek ve vlog izleme işini bitirdikten sonraya erteledim. Bu yazıyı yazma sürecinde hem bu soruların cevabını hem de bu durumun başkaları için ne ifade ettiğini öğrenmeyi amaçlıyorum. ‘Başkalarının hikayelerini tüketmek’ sözüyle aslında gerek sosyal medyadaki ‘storyler’ aracılığıyla gerek ‘vloglar’ aracılığıyla başkalarının hayatını sürekli olarak izlediğimizi ve kişinin hayatındaki çoğu ayrıntıya dolaylı olarak sahip olduğumuzu ifade etmek istedim.

Konu üzerine okuduğum yazılar ve arkadaşlarımla ettiğim sohbetlere dayanarak bu durumun bana özel değil çoğu kişi tarafından sürekli olarak yaşanan bir durum olduğunu gördüm. Peki bu durum normal mi yoksa önemsenmesi gereken bir sorun mu? Her şeyde olduğu gibi bu durumda da dengeyi sağladığımızı varsayarak bu durumun normal ve yaygın olduğunu söyleyebilirim. Gününü sunan ve izleyen kişi arasındaki karşılıklı alıp verme ilişkisi olduğu söylenebilir. Bizler zamanımızı vermenin karşılığında haz, mutluluk, rahatlama hissi alırken; sunucu verdiği emek karşısında beğeni, ücret bazen de ego tatmini alabiliyor. Bu durumun normal oluşunu belli sebeplere dayandırarak açıklamak istiyorum.

By Gemini

Merak Duygusu: Bizler doğası gereği merak eden ve bu merak ile gelişen canlılarız. İnsan kendisi dışındaki kişilerin ne yediğini, ne zaman ve nasıl uyuduğunu, gününü nasıl geçirdiğini ve çok daha fazlasını merak eder. Çünkü bu meraklı araştırma kendi hayatımız ile karşısındaki kişinin hayatını karşılaştırmamızı sonrasında da kendi hayatımızı belli ölçüde anlamlandırmamızı sağlar. Bazen bir vlogtan ilham alıp hayatımızla ilgili düzenlemeler yapabilir bazen de karşıdaki kişinin yatığı hataları tespit edip bu hatalara düşmekten kendimizi koruyabiliriz. Hayatımızın yolunda olup olmadığını yolundaysa ne derece yolunda olduğuna böylelikle karar verebiliriz.

Hayatın gerçeklerinden kaçış: Gerçek hayatın zor oluşu çoğumuz için geçerli bir durum. İş, okul, para, sorumluluk, geleceğe dair belirsizlik, yetişemediğimiz trendler…Başkalarını hayatını izlemek bize bu yüzden güzel geliyor. İzlediğimiz çoğu günlük rutin videolarında bizim zorluk olarak nitelendirdiğimiz şeyleri içermiyor. Gününü paylaşan kişilerin hayatlarının mükemmel olduğunu söylemiyorum ama çoğu bu zorlukları kamera önünde göstermiyor. Gün içindeki koşuşturmalardan uzaklaşmak, ve ‘şuan kendi sıkıntılarımı askıya alıyorum’ diyerek vloglara sığınıyoruz. Hayatımızı bir süreliğine durdurup nefes almak için mola veriyoruz da denebilir.

Modern Yalnızlık, Dijital Komşuluk İlişkileri: Eskiden insanlar komşularını pencereden izlermiş, şimdilerde aynısını sosyal medya aracılığı ile yapıyoruz. Yalnızlık arttıkça başkalarının hayatına dahil olma isteği de doğru orantılı şekilde artış gösterdi. Tanımadığımız insanların sürekli günlük rutin videolarını izlemek, storylerden takip etmek bir zaman sonra onları tanıyor gibi hissetmemize neden oluyor. Başkalarının hayatına bakmak, gerçek bir sosyal temasın en risksiz halidir. Onlar bizi göremez, yargılayamaz ama biz onları izlerken sosyal bir bağ kurabiliriz. Bu bağ tek taraflı olsa da yine de bizlere cazip gelir. Influencerlere yakınlık hissetmemizin nedeni aslında budur. Onları dijital komşumuz olarak görüyoruz.

Performans kültürü: Modern hayat bizden hep daha fazlasını istiyor: daha üretken, daha düzenli, daha ‘aesthetic’. Hayat bizi sürekli üretmeye zorladıkça, üretim yapmak yerine üretilen içerikleri izlemek daha cazip bir hale gelmiştir. Spor yapmak yerine birinin yaptığı sporu vloglamasını izlemek daha cazip geliyor ve spor yapıyormuşuz gibi hissettiriyor. Pasiflik nedeniyle duyulan suçluluğu bir nebze de olsa azaltıyoruz. Hayata katılmadan, hayata tanık olmanın rahatlığın yaşıyoruz.

By Gemini

Sabah uykusuz şekilde yalandan da olsa yapılan kahvaltı ve kahve eşliğinde mükemmel ışık açısı, köpüklü kahvesi ve yeni uyanmış olmasına rağmen kendisi ve evinin oldukça düzenli oluşu ile bizleri izlemeye resmen mecbur eden vlogların gerçeği yansıtmadığını biliyor olsak bile bu durumun bizi negatif anlamda etkilediğini düşünüyorum. Bu durumda başkalarının hayatının bizim hayatımızdan daha anlamlı, daha düzenli ve daha estetik olduğunu düşünerek ‘başkaları hiçbir şey yapmadan (tartışılabilir bir argüman) da böyle yaşayabiliyor’ fikrine kapılabiliyor ve sonrasında hayatımızı düzene sokmak adına herhangi bir emek vermemek ve pasif kalma durumu ile karşılaşabiliyoruz. Ayrıca modern çağ pasif tüketimin aktif yaşamdan çok daha kolay olduğunu hissettiriyor. Kendi hayatımızı düzenlemek zor geliyor ama başkasının hayatını izleyip yorum yapmak ücretsiz terapi gibi hissettiriyor. Evet biz başkalarının hayatına özeniyoruz ama sadece görünen kısımlarına özeniyoruz. Arka planda, buz dağının görünmeyen kısmını bilmediğimizden sadece özenmekle kalıyor ve o hayatı elde etmek için herhangi bir emek verip çalışmalar yapmıyoruz.

Peki sen en çok kimin hayatını izlerken kendini buluyorsun? Bu kişinin hayatını izlemek seni motive mi ediyor yoksa sadece kendi hayatının gerçeklerinden mi kaçıyorsun?

Beni Instagram’da takip etmek için:

Başkalarının Hikayelerini Tüketmek: Modern Çağın Yeni Eğlencesi was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.