Avrupa’nın savaş uçağı projesinde liderlik kavgası: Dassault ve Airbus karşı karşıya

Avrupa’nın gelecek nesil savaş uçağını geliştirmek üzere başlatılan ve Fransa’nın liderliğinde Almanya ile İspanya’yı bir araya getiren SCAF (Geleceğin Hava Muharebe Sistemi) projesinde kriz derinleşiyor. Projenin temel bileşenlerinden biri olan Yeni Nesil Savaş Uçağı (NGF) tasarımının liderliğini üstlenen Dassault Aviation, Alman ve İspanyol Airbus iştiraklerinin müdahaleleri nedeniyle görevini tam anlamıyla yerine getiremediğini savunuyor.

Dassault CEO’su Éric Trappier, bu durumdan açıkça rahatsız. Trappier, “Bir proje üç ülke tarafından yürütülüyorsa ve gerçek bir liderlik tanımı yoksa işler yürümez. Ben lidersem neden alt yüklenici seçme hakkım yok? Bu yöntemle uçak uçmaz,” sözleriyle süreci eleştirdi. Dassault, NGF bileşenindeki katkı oranının Fransa’da dile getirildiği gibi %80 değil, %51 olduğunu savunuyor. Fransız Savunma Bakanlığı DGA (Silahlanma Genel Delegasyonu) Başkanı Emmanuel Chiva da geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Dassault’un talebinin “daha sade bir yönetişim modeli” olduğunu ifade etti.

Ancak Almanya ve İspanya, Airbus tarafında yer almayı sürdürüyor. Politico tarafından Eylül ayında yayımlanan bir haberde, Alman hükümetinin Dassault’un projeden dışlanmasını değerlendirdiği öne sürüldü. Bir ay önce ise Alman savunma yayını Griephan Briefe, Airbus Defence & Space CEO’su Michael Schoellhorn’un, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’e SCAF’ın sadece “başlangıçta belirlenen ilkeler”e dönülmesi halinde devam ettirilebileceğini söylediğini aktardı.

Airbus CEO’su Guillaume Faury ise Dassault’a karşı giderek daha sert bir üslup kullanmaya başladı. 29 Ekim’de yaptığı açıklamada, “Eğer mutlu değillerse ve devam etmek istemiyorlarsa, projeden çekilmekte özgürler,” diyerek Dassault’a rest çekti. Faury, temmuz ayında da benzer ifadelerle Dassault’un memnun değilse kendi kararını vermesi gerektiğini söylemişti.

Dassault cephesinden gelen yanıtlar da sertti. Trappier, son haftalarda yaptığı açıklamalarda Fransız havacılık sanayisinin tam bağımsız savaş uçağı geliştirme yeteneğine sahip olduğunu defalarca dile getirdi. “Biz burada savaş uçağı yapmayı biliyoruz. İsterlerse tek başlarına yapsınlar. Biz A’dan Z’ye uçak yapabiliriz, 70 yıldır yapıyoruz,” ifadeleriyle sürece karşı duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirdi.

Fransa ise şimdiye kadar projede birçok taviz verdi. Bunlar arasında İspanya’nın projeye katılımı, motorların Almanya’da kurulacak Safran–MTU ortak girişimi tarafından üretilmesi ve dron ile savaş bulutu (cloud de combat) bileşenlerinin Airbus’a bırakılması yer alıyor. Bu durumu açıkça dile getiren Faury, “Programın sadece NGF kısmı yok. Dronlar ve dijital savaş ağı (cloud) gibi bizim için son derece önemli başka bileşenler de var,” dedi.

Öte yandan, SCAF’ın 1B fazı Fransa’ya 1.1 milyar avroya mal olurken, buna ek olarak yalnızca ulusal düzeyde yürütülen 700 milyon avroluk Ar-Ge çalışmaları da devam ediyor. Fransız milletvekili Frank Giletti’nin hazırladığı son bütçe raporuna göre, bu çalışmalar Fransa’nın nükleer caydırıcılığına özgü teknik gereksinimlerle uyumluluğu sağlamak amacı taşıyor.

Tüm bu gelişmeler, SCAF’ın 2040’a kadar operasyonel hale gelmesini, yeterli motor gücüne sahip olmasını ve ihracat özgürlüğü gibi Fransa’nın “kırmızı çizgilerini” tehdit eder nitelikte. Üç ülkenin yıl sonuna kadar ikinci faz için ortak zeminde buluşup buluşamayacağı, Avrupa savunma sanayii iş birliğinin geleceğini de belirleyecek.