Anlamın Düştüğü Gün

İçimde ne hissettiğimi bilmediğim günler var. Hani kalbin bir yere tutunmak ister de, o yerin senin içinde mi dışında mı olduğunu bilemezsin. Ne isteksizlik ne de yorgunluk bu,daha çok bir tür varlık körlüğü, göğsümde dönüp duran anlamsız bir titreşim. Bazen içimden taşan o kendimi itme hâlini anlamaya çalışıyorum: sanki benliğimde bir parça diğerine tahammül edemiyor.

Kendimi, kendi içimde bir yabancı gibi tartıyorum. “Burada kim konuşuyor?” diyorum, “ben mi, yoksa benden arta kalan mı?” İtme hissi belki de bir savunma; çünkü yaklaşsam, kendi acıma dokunacağım. O yüzden bazen uzaklaşıyorum kendimden, ilgisiz bir seyirci gibi izliyorum zihnimi.

Boşluk diyorlar, ama o kadar basit değil. Bu bir varoluşun sarsılması — anlamın düşmesi, sonra kalkmaya üşenmesi. Kendini itmek, belki de kendini taşımakla aynı şeydir; sadece yönü değiştirir insan. Bir gün yeniden yakalamak umuduyla, kendi içimden kaçarken bile, fark etmeden kendime koşuyorum.

Ve o gün, anlamın düştüğü gün, hiçbir şey olmuyor aslında. Sadece benliğin kendi üzerine kapanıyor. Renkler soluyor, sesler yankılanmıyor, nefes bile nötrleşiyor. Duyguların kabuğu kalıyor, içi boşalıyor. Zihin, anlamın kırık aynasında kendini tanımaya çalışıyor ama her parça başka bir yüz gösteriyor.

Belki anlamın düşmesi, insanın yeniden doğmak için dibe inmesi demek. Belki de hayat, o boşlukta kalmaya cesaret edenleri bir süre sonra sessizce yeniden çağırıyor. Çünkü anlam, bazen yerde bulduğun bir şeydir; üzerine eğilmezsen farkına bile varmazsın.

O yüzden bugün hiçbir şey yapmıyorum. Ne kaçıyorum ne de yaklaşıyorum. Sadece o anlamsız titreşimin içinde oturuyorum. Beni taşıyamayan benliğimi biraz dinlendiriyorum. Belki bir an, kelimelerin arasına gizlenmiş bir sessizlikte, anlam kendiliğinden kalkar yerden,ben fark etmeden, ben istemeden, sadece var olduğu için.

Not: Bu yazı, varlık körlüğü yaşayan, içindeki sesi duyamayan, ama hâlâ bir yerlerde anlamın yeniden yükseleceğine inanan herkes içindir. 🌫️

Anlamın Düştüğü Gün was originally published in Türkiye Yayını on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.