Alice: Sorgulayan bir hikâye

Beril ERBİL

Sonradan düşününce tuhaf gelecek, ancak yaparken pek de sorgulamadan hareket edilen, insanın istemsizce içine çekildiği anlar vardır. Böyle zamanlar kişiye bambaşka kapılar açabilir. Rutin hayat orada kesintiye uğrar, yeni bir yol, yeni bir kapı aralar. Kişi o an orada olmasa, o şeyi görmese belki de hayatı bugünkü gibi olmayacaktır.

Alice böyle bir tuhaflık ânıyla başlar. Bir tavşanın peşinden, tavşan deliğinden aşağı, ona çekilmişçesine gider Alice. Biz okurlar da peşinden… Çocukken harikalar diyarındaki karakterlerin akıl almaz davranışlarıyla eğlenirken, yetişkinliğimizde bu tavşan deliği ve ardındakiler bizde farklı çağrışımlar yapar. Otorite, cinsiyet rolleri, çocukluk ve gerçeklik kurmacanın güvenli alanından zihnimize sızar, düşüncelerimizde sarsıntılar yaratır.

ALICE HARİKALAR DİYARINDA
Lewis Carroll
Çeviren: Sinan Ezber
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2025

OTORİTEYLE İLK KARŞILAŞMA

Alice Harikalar Diyarında kendi başına Viktorya döneminde kalıpları yıkan bir kitaptır. Çünkü bu dönemin çocuklar için yazılmış, ahlakçı kitaplarının yanında dönemin katı ruhunu absürtle hafifletir. Tüm keyfiyeti, anlamsızlıkları ve kuralları bu diyara dışarıdan gelmiş, büyümekte olan bir çocuğun keşfine sunar. Alice bu büyüme yolculuğunda kabulden ziyade sorgulayıcı bir tavır takınır. Karşısındaki kraliçe bile olsa mantığına sığdıramadığını kabul etmez. Bu, Viktoryen dönemin “uysal kız çocuğu” beklentisinin dışındadır.

BÜYÜRKEN DEĞİŞEN BENLİK

Birbiriyle uyumsuz, akla mantığa sığmayan olayların arasında Alice, kendi benliğinde de değişimler deneyimler. Bedeni büyür, küçülür, kendi gözyaşından bir havuzun içinden diyarın farklı yerlerine taşınır. Tüm bunlar iradesi dışında gerçekleşirken kim olduğunu sorgulamaya başlar. Bu vesileyle çocuklukta sorulan bir soru, büyüme yolculuğunun krizlerine gebe kalır.

KURMACA VE İMGELERİN GÜCÜ

Kitabın yazarı Lewis Carroll bir matematikçidir. Bilmecelere, mantık oyunlarına, paradokslara olan merakıyla kitapta yarattığı tekinsiz atmosferi güçlendirir. Metnin kendi gerçekliği son derece tekinsiz olmasına rağmen eğlencelidir. Ancak eğlenceye katkı sunan her karakter gündelik hayat gerçekliğinin, otorite figürlerinin ve otoriteye karşı çıkmanın farklı temsilleri olarak okunabilir.

KELİME OYUNLARI

Alice, kelime oyunları yönünden oldukça zengindir. Zaten Carroll kelime oyunlarında usta bir yazardır. Birden fazla anlamı olan ve cümlede iki anlama da uyan sözcükleri kullanır, telaffuzu aynı olan ancak farklı yazılan sözcüklere, aynı yazılıp benzer seslerle okunan farklı anlamlı sözcüklere yer verir metinlerinde. Böyle bakınca kitapları İngiliz dilinden okumak ayrı bir senfoni halini alır.

Sözcük oyunları eğlenceli, ancak anlaşılması güç unsurlardır. Carroll bu oyunları kullanarak mevcut dil sisteminin içinde bir “fark” yaratır. Mizahla dikkat çeker, düşündürür, sorgulatır.

BUGÜN ALICE

Alice; kelime oyunları, mantık ve fantezinin iç içe geçmişliği, yeraltı ve yerüstü, akıl ve delilik, gerçek ve düş kavramlarının bir saçmalık zemininde birbirine karışmasıyla dünyada nice nesilleri etkiledi. Alt metinleri bir sürü kapıyı araladı, birçok sanat alanına ve sanatçıya ilham oldu. 19. yüzyılda psikanaliz ortaya çıktıktan sonra hikâyenin masumiyeti de çok tartışıldı.

Bugün baktığımızda bu eser yazarından kendisine kadar pek çok soru işareti barındırıyor. Yine de hâlâ çocukların ve yetişkinlerin otoriteyle, kimlikle ve dilin sınırlarıyla çatışmasını görünür kılan bir metin. Alice’in sorduğu her “neden?” ve her “nasıl?” bizde yeni bir kapıyı aralıyor, otoriteye, kimliğe, dile ve gerçekliğe yeniden bakmamızı sağlıyor.