AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşma yaptığı TBMM’nin yeni yasama yılı açılış töreni özel oturumuna CHP katılmadı.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, özel oturuma katılmamalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Başarır, şunları söyledi:
“Meclis milli iradenin tecelli ettiği yer. Ama bir milletvekili cezaevinde, bir cumhurbaşkanı adayı cezaevinde, milyonlarca oy almış Selahattin Demirtaş cezaevinde ve Türkiye nüfusunun üçte biri yani Adana, Antalya, İstanbul, Van, Mardin kayyumda ve tutuklu. Bu şartlarda Meclis’te bunların sebebi olan tek adamı dinlemek onu ödüllendirmek olur. Dinlenilmeyi hak etmiyor kendisi. Çünkü Tükiye’de demokrasi, Türkiye’de vesayet diyerek gelen ama Türkiye’yi demir vesayet ağlarıyla ören, yargı eliyle siyasete şekil vermek isteyen bir Cumhurbaşkanı var. Eğer tam karşısındaki koltuklar boşsa burada hatayı kendisinde arasın ve bir parça bence utanıp sıkılsın. Çünkü Türkiye’de siyaset kurumunun önünü tıkayan, siyasetin, demokrasinin tüm kanallarını tıkayan kendisidir. Bugün Türkiye’nin birinci partisine, İstanbul’da 6 bin polisle darbe yapılıyorsa İstanbul ilinin anahtarı alınmak isteniyorsa, bundan sıkılması gereken Cumhurbaşkanıdır. O yüzden biz doğru yaptık. Tarih doğru tarafta duranları her zaman için yargılayacaktır ve doğru yere koyacaktır. Biz doğru tarafta durduk. Çünkü kendisini dinlemeyi oturarak ayakta ya da başka bir şekilde doğru bulmuyoruz. O yüzden Meclis’te olmadık.”
“İYİ PARTİ DE KOMİSYONA KATILMADI, BİZİ ANLAMAK ZORUNDALAR”
CHP’nin törene katılmamasına yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine Başarır, şöyle konuştu:
“Tabii ki eleştiren olabilir, doğru bulan olabilir. Ama biz bunu kendi kişisel egolarımızdan dolayı yapmadık. Türkiye’deki hukukun, adaletin askıya alınması, yargının demokrasiye ve partilere siyaset kurumuna darbe yapması özellikle Meclis iradesinin gerçekleştiği o salonda artık o tek adamı dinleme koşullarının oluşmamasından dolayı yaptık. Yani biz bunu millet için yaptık. İYİ Parti Genel Başkanı da eleştirdi. Ama komisyon da Meclis’te görülen bir yer, bir kurum. Onlar da komisyona katılmadı. Yani ‘Niye katılmadın’ diyebilir miyim? Hayır. Onların takdirleridir. Onlar da bizi anlamak zorundalar.
Ama şunu herkes bilsin. İstanbul İl Başkanlığımıza yapılan darbe, belediyelerimize yapılan darbe, Cumhurbaşkanı adayımıza yapılan darbe, milletvekilinin cezaevinde olması sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin sorunu değil, Türk demokrasisinin Türkiye’nin geleceğinin sorunu.
Birileri seçimleri nüfus sayımı gibi yapmak istiyor. Biz buna izin vermek istemiyoruz. Bunu yapan ülkelerin, dibimizdeki ülkelerin hali Orta Doğu’da belli. Demokrasiyle gelip, demokrasinin tüm kural ve kuramlarını ortadan kaldıran isimler Orta Doğu’yu bir bataklığa döndürdüler. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir ülke değil. O yüzden biz tepkimizi vermek zorundayız.”
“TÜM YETKİLİLERİ, MAKAMLARI KENDİSİNE TOPLADIĞI İÇİN MECLİS BAŞKANI’NUN KOLTUĞUNA OTURDU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel oturumun ardından Bahçeli, Tuncer Bakırhan ve Müsavat Dervişoğlu ile bir araya gelmesini Başarır şöyle değerlendirdi:
“Meclis Başkanı kürsüsünün arkasındaki odada, Meclis Başkanı’nın koltuğuna oturdu. Bu çok ilginç bir şey. Aslında orada misafir. Oturması gereken yer, masanın önündeki sandalyeler ama ‘tek adam’ işte, meclis başkanı, cumhurbaşkanı, bakanlar, hepsini kendisinde, bu yetkileri ve makamları toplandığı için Meclis Başkanı koltuğunda oturdu, Meclis Başkanı onun karşısında oturdu. Aslında en büyük hakaret budur, milli iradeye. Meclis Başkanı tarafsızdır. Meclis Başkanı tarafsız olduğu için tüm partilerin Meclis Başkanıdır. Tüm milletvekillerinin, 600 kişinin Meclis Başkanıdır. Tarafsızlık sözünde, yemininde bulunuyor. Ama ne oluyor? Koltuğunu Cumhurbaşkanına veriyor. Kendisi orada oturuyor.Meclis Başkanı koltuğunu bir şekilde birisine bırakabilir, o da 23 Nisan’da çocuklarımıza bırakabilir. Ama maalesef ki ülke bu hale gelmiş.
Liderlerle toplantısı konusunda da şunu söyleyeyim; meydanlarda, mitinglerde, televizyonlara söylediklerimizle burada yaptıklarımız tutarlı olmak durumunda. Kendi takdirleridir. Halk bunu takdir edecektir. Biz eylemlerimizle, söylemlerimizle, davranışlarımızla tutarlı olmak zorundayız. 31 Mart’ta birinci parti olduk. Birinci parti olmanın sorumluluğuyla bir görüşme trafiği, bir normalleşme zemini yaratmak istedik. Ama maalesef ki bundan rahatsız olan ve bırakın normalleşmeyi Türkiye’de Türkiye demokrasisini anormal bir hale getiren bir Cumhurbaşkanı vardı. O yüzden artık başka bir hatta olmamız lazım. Ama bugünkü tabloyu, bugünkü resmi halk değerlendirecektir.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEMEKTEN İMTİNA ETTİ”
Cumhurbaşkanı konuşmasında defalarca Türkiye, Türkiye, Türkiye dedi.. Ama eğer Cumhurbaşkanı diplomatik bir konuşma yapıyorsa, Meclis’te konuşuyorsa ‘Türkiye Cumhuriyeti’ kavramını söylemesi lazım. Bugün hiç Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa’ya göre, Anayasanın birçok maddesinde Türkiye Cumhuriyeti kavramı varken bunu kullanmadı. Bunu kullanmaktan da imtina etti. Bunu da bir sormak lazım.”
Yaptıklarının protestodan öte bir tepki olduğunu söyleyen Başarır, şöyle devam etti:
“Bu bir aslında klasik anlamda bir protesto falan değil. Burada bir parti genel başkanının, tarafsızlığını yitiren bir Cumhurbaşkanının, bir parti genel başkanının Türkiye’ye getirdiği hal, milli iradeyi gasbetmesi ona verdiğimiz bir tepki. Bu bir protesto falan değil. Bir kez daha söylüyorum, o hak etmiyor; dinlenilmeyi, saygıyı.
Tabii ki Cumhurbaşkanı makamına saygı duyuyoruz. Bakın burada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm binayı kaplayan bir resmi var. O bu ülkeye demokrasiyi getirdi, Cumhuriyet’i armağan etti. Ama maalesef ki tüm haklarımız birer birer tek adam tarafından alınıyor. Bu saygıyı kendisinin hak etmesi lazım, tarafsızlığını bir parça koruması lazım.
Buraya şekille, yüzlerce araçla, korumayla gelip Meclis salonunda nutuk atıp, gidip orada söylediği her şeyi unutması ülkeyi bambaşka bir noktaya getiriyor. O yüzden bir protestodan öte biz Türkiye’ye bir mesaj veriyoruz: Milli iradene sahip çık. Eğer milletvekili cezaevindeyse, bir partinin Genel Başkanı cezaevindeyse, bir partinin genel başkanı tutuklanmışsa yüzlerce, onlarca siyasetçi, gazeteci, belediye başkanı cezaevindeyse neyin saygısını bekliyor bu beyefendi bizden?”
Başarır, bugün TBMM Anıtı’nda düzenlenen törene katıldıklarını ifade ederek, “Meclisin açılışını aslında bize göre orada gerçekleştirdik. Genel Kurul’da katılmadık çünkü Cumhurbaşkanı konuşuyordu. Bugün resepsiyona da katılmayacağız. Tepkimizi. demokrasi adına tepkimizi ifade edeceğiz” dedi.