AKP'nin "Türkiye Yüzyılı"nda iki yıl: Ülke daha da karanlığa saplandı

Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Türkiye Cumhuriyeti bundan 102 yıl önce kuruldu.

Cumhuriyet’in kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk o gün yaptığı konuşmada “Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir” demişti.

Bu konuşmanın ardından geçen yıllarda bir dizi reform yapıldı ve başta laik değerler olmak üzere ülke birçok kazanıma sahip oldu. Ancak AKP’li yıllarda bu kazanımlar birer birer elden çıktı. 

İki yıl önce cumhuriyet 100 yaşına girdi. AKP 100’üncü yıla özel “Türkiye Yüzyılı” başlığıyla bir dizi program harekete geçirdi. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o gün şu sözleri kullandı: “Cumhuriyetimiz, bugün ilk asrını tamamlayıp adına ‘Türkiye Yüzyılı’ dediğimiz ikinci asrına yelken açıyor. Cumhuriyetimizi daha nice yıllara, çok daha güçlü, çok daha müreffeh, çok daha itibarlı bir şekilde taşıma azmindeyiz.”

Ancak bu sözler sadece sözden ibaret kaldı. Türkiye tıpkı 3 Kasım 2002’den beri olduğu gibi her alanda geriye gitti. Kadın cinayetleri, işçi katliamları, eğitimde gericilik, sağlıkta çetelerin varlığını gördü. İşsizlik artarken yoksulluk büyüdü. Erdoğan’ın karşısında cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu bu süreçte tutuklandı. Ülke son aylara her gün bir operasyonla uyandı. Yargıda borsalar kuruldu, adalet en dibi gördü. Basın üzerinde hiç olmadığı kadar büyük bir baskı gördü. 
Sadece son iki yılda yaşanan bazı olaylar ve veriler şöyle: 

Eğitim: Son iki yıldır Milli Eğitim Bakanlığı’nı Yusuf Tekin yürütüyor. Bu süreçte okul çağında olması gereken yüz binlerce çocuk okulu bıraktı. MESEM aracılığıyla çocuklar işçileştirildi. Yüzlerce çocuk MESEM’lerde yaralandı, 10 çocuk hayatını kaybetti. Müfredat değiştirildi. Değişen müfredatla eğitim tamamen dinin etkisi altına girdi. ÇEDES projesine hız verildi. Öğrenciler camiye imamlar okula sokuldu. Temizliği yapılamayan güvenliksiz okulla oluşturuldu. Okul kayıtları borsaya dönüştü.

Sağlık: İki yıl öncesinde de eleştirilen sağlık sistemi bu dönemde tamamen çöktü. Bazı alanlarda randevu bulmak imkansız hale geldi. AKP’nin kaldırdık dediği hastane kuyrukları günlük, sıradan bir hal aldı. Sistem tamamen özel hastanelere yönlendiren bir hal aldı. Özel hastane ücretleri tavan yaptı. En önemli olay ise ‘yenidoğan çetesi’ skandalı oldu. Tamamen sistemdeki açıkları kullanarak oluşturulan çeteyle SGK dolandırılırken en az 10 bebeği çetenin öldürdüğü iddia edildi. 

Kadın cinayetleri: İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya önceki gün katıldığı bir programda kadın cinayetlerinde azalma olduğunu iddia etti. Oysa 2023 Ekim ayını da dahil edersek bu süreçte öldürülen kadın sayısı 723 oldu. En az 584 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Hatta bu cinayetler 18 yaşın altına kadar düştü. 

İş cinayetleri: AKP dönemi ileriki yıllarda anlatıldığında en karakteristik özelliklerinden birisi şüphesiz iş cinayetleri olacak. 2023 Ekim ile 2025 Eylül arasında İSİG verilerine göre tam 3 bin 903 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bunlardan 79’u çocuk, 97’si ise 65 yaş üstündeydi. Bu iş cinayetlerinde en öne çıkanları 13 Şubat 2024’te İliç’te gerçekleşen facia ve Balıkesir Karesi’de gerçekleşen patlama ile 12 kişinin hayatını kaybetmesi oldu.

İşsizlik arttı: TÜİK verilerine göre gerçek işsizlik olarak tanımlanan atıl işgücü oranı Ekim 2023’te 21,3’tü. İstihdam edilen toplam kişi sayısı ise 31 milyon 835 bindi. Son açıklanan rakamlara göre ise gerçek işsizlik yüzde 28,6’ya yükseldi. İstihdam sayısı ise sadece 32 milyon 491 bine çıktı. Gerçek işsizlik bu dönemde 11 milyonun üstüne çıktı. Ekim 2023’te açlık sınırı 13 bin 684 TL, yoksulluk sınırı 44 bin 573 TL iken Eylül 2025’te açlık sınırı 27 bin 970 TL’ye yoksulluk sınırı ise 91 bin 109 TL’ye yükseldi. 

Borçlar attı: UYAP verilerine göre icra dosyası sayısı 29 Ekim 2023’te 21 milyon 741 bin iken 3 milyonu aşkın artışla 24 milyon 776 bini aştı. Aynı dönemde bireysel kredi borcu 1 trilyon 457,8 milyar TL’den 2 trilyon 624,2 milyar TL’ye, kredi kartı borcu da 991,8 milyar TL’den 2 trilyon 478,8 milyar TL’ye çıktı. Takipteki alacaklar ise 41,4 milyar TL’den yaklaşık 5 kat artışla 214 milyar TL’ye yükseldi. 

Yargı eliyle darbe: 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde aralarında büyük şehirlerin de birçok belediyeyi kaybeden, siyasette tepe taklak giden iktidar çözümü baskıyı artırmakta buldu. Başta İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu olmak üzere belediye başkanları tutuklandı. Birçoğuna kayyum atanırken bazılarında belediye meclisi eliyle başkan vekilliği ele geçirildi. Bazı belediyelerde ise şantaj ve tehditle başkanların AKP’ye geçirildiği iddia edildi. Yargıyı kullanarak siyaset dizayn edildi. Öyle ki dün açıklanan hukuk üstünlüğü endeksinde 143 ülke arasında 118’inci olabildi. Türkiye temel haklar kategorisinde ise 134’üncü olabildi.

Sokaklar güvensiz: Bu dönemin en önemli gelişmelerinden birisi ise sokakların tamamen güvensiz hale gelmesi oldu. Daltonlar, Casperlar gibi yeni nesil çeteler türedi. Bu çeteler geleceksiz bırakılan gençleri ve çocukları etki altına aldı. Savcısından polisine, çocuğundan yaşlısına herkes bu çetelerin hedefine oturdu. Uyuşturucu kullanma yaşı 15’in altına düştü. “Çocuk tetikçiler” türedi. Türkiye tamamen uyuşturucu trafiğinin merkezine oturtuldu. 

Kara para: Dilan Polat ve Engin Polat’ın tutuklanmasıyla tüm Türkiye’nin gündemine giren kara para operasyonları da bu dönemin en önemli gündemlerindendi. Televizyon sahipleri, iktidara yakın iş insanları, otel sahipleri, turizmciler kara operasyonunda gözaltına alındı, tutuklandı. Ancak bu isimlerin iktidarla kurduğu ilişkilere ya da paranın ana kaynağının ne olduğuna ilişkin soruşturma hiçbir zaman genişletilmedi. TMSF de bu dönemin ruhunu anlatan kurumlardan oldu. Yönettiği şirket sayısı 250’ye yaklaştı. Son olarak da TMSF’ye kayyum atandı. 

Facialar: 2025 yazında ülkenin hemen her noktasında orman yangını çıktı. 2 bin 800 orman, 4 bin kırsal olmak üzere 6 bin 800 yangın çıktı. Bu yangınlarda toplam 80 bin hektar alan yandı. Yangınlarda 10’u aşkın kişi hayatını kaybetti. Yetkililer önlem almada da yangın söndürmede de etkisiz kaldı. En büyük facialardan biri ise Bolu Kartalkaya’da yaşanan otel yangını oldu. 78 kişi hayatını kaybederken sorumlu sadece otel sahibi veya belediyeymiş gibi gösterildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı sorumluluğu üstünden atmaya çalıştı.

Futbolda skandal: Son skandal ise futbolda ortaya çıktı.  Faal hakemlerin yaklaşık 5’te birinin bahis batağına saplandığı ortaya çıktı. İçlerinde Süper Lig hakemleri de dahil onlarca hakem PFDK’ye sevk edildi. Meselenin üstüne gidilip gidilmeyeceği ise belirsiz.