ABD yönetimi, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in Gazze’de geçici bir uluslararası yönetim kurulmasına yönelik planına destek veriyor. Birleşmiş Milletler mandasıyla hayata geçirilmesi öngörülen bu yapı, ateşkes ve esir takasıyla bağlantılı olarak Hamas sonrası dönemi şekillendirmeyi hedefliyor.
Washington merkezli girişime göre, Blair’in liderliğinde kurulacak “Gazze Uluslararası Geçiş Otoritesi” (GITA), BM Güvenlik Konseyi kararıyla en yüksek siyasi ve hukuki otorite olacak. Önerilen yapının merkezi, başlangıçta Mısır’ın El-Ariş kentinde bulunacak, güvenlik koşullarının iyileşmesinin ardından Gazze’ye taşınacak. Blair’in sekretaryasında 25 kişilik bir kadro ve karar alıcı 7–10 üyelik bir kurul öngörülüyor. Bu kurulda üst düzey bir BM yetkilisi, uluslararası tecrübeye sahip isimler ve Müslüman temsilciler yer alacak; ayrıca en az bir nitelikli Filistinli temsilci bulunacak. Başkan, uluslararası mutabakatla belirlenecek ve Filistin Yönetimi (FKÖ/PA) ile koordinasyonu sağlayacak.
GITA’ya bağlı icra sekretaryası, insani işler, yeniden inşa, hukuk, güvenlik ve Filistin Yönetimi ile işbirliği alanlarından sorumlu beş komiserden oluşacak. Öte yandan, teknokratlardan oluşacak ayrı bir Filistin İcra Otoritesi (PEA), sağlık, eğitim, maliye, altyapı ve yargı gibi bakanlıkları yürütecek. Bu yapı içinde mülkiyet haklarını korumayı amaçlayan özel bir birim de yer alacak.
Güvenlik boyutunda, çoğunluğu Arap ülkelerinden gelecek bir Uluslararası İstikrar Gücü, sınır güvenliği ve kaçakçılıkla mücadele gibi görevlerde yer alacak. Bu kuvvet, yerel polis güçlerinin yerine geçmeyecek, onları destekleyecek.
İsrail ile Hamas’ın silahlı gücünün tasfiyesi içinse bir “Uluslararası İstikrar Gücü” devreye girecek. Blair’in taslağı, geçmişte gündeme gelen ve “Gazze Riviera Planı” olarak bilinen zorunlu göç ve kıyı şeridinin turizm amaçlı dönüşümü önerilerini ise reddediyor. “Gazze, Gazzelilerindir” vurgusuyla hazırlanan plan, mülkiyet haklarının korunmasını temel güvence olarak öne çıkarıyor.
Avrupa ve Arap başkentlerinde temkinli destek gören tasarı, Filistin Yönetimi’ne doğrudan rol vermediği için Ramallah’ta şüpheyle karşılanıyor. Mahmud Abbas’ın danışmanları, planı “yeni bir işgal” riski taşıdığı gerekçesiyle eleştiriyor. Öte yandan bazı Arap ülkeleri, finansman ve askeri katkılarını, Filistin devletine giden açık bir yol haritasına bağlamış durumda.
Plan, ABD Başkanı Donald Trump’ın onayıyla yürütülüyor. Washington, Blair’in uluslararası ve bölgesel aktörleri sürece dahil etmesini istiyor. Trump’ın ateşkes önerisi, esirlerin toplu serbest bırakılması, İsrail ordusunun kademeli çekilmesi ve “zorunlu göç” olmaması şartlarına dayanıyor.
Önümüzdeki günlerde Washington’da yapılacak Netanyahu–Trump görüşmesi, İsrail’in bu çerçeveye yaklaşımını netleştirecek. Bölgesel finansman ve askeri katkılar ise Arap ülkelerinin taleplerine bağlı olacak. Bu çerçevede, Fransa’nın BM hattı ile Beyaz Saray’ın girişimini uyumlu hale getirme çabaları da dikkatle izleniyor.
2007’de başbakanlıktan ayrıldıktan sonra Blair, ABD-AB-Rusya-BM “Dörtlüsü” adına Orta Doğu özel temsilcisi olarak görev yaptı. Filistin’in ekonomik kalkınması için adımlar atsa da, İsrail yanlısı tutumları nedeniyle Ramallah’ta güven kaybetti. Bu geçmiş, bugün yeniden gündeme gelen rolü konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Displaced people try to return to northern Gaza Strip. © 2024 UNRWA Photo by Ashraf Amra