6 Şubat depremlerinde yakınlarını kaybedenlerden '11. Yargı Paketi' çağrısı: Deprem sanıkları muaf tutulsun

6 Şubat depremlerinde yakınlarını kaybedenler, 11. Yargı Paketi kapsamında cezaevinden kademeli olarak 115 bin kişinin tahliye edileceği iddiası üzerine, TBMM Adalet Komisyonu’na, milletvekillerine ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a çağrıda bulundu. Aileler, deprem davalarında yargılananların bu düzenlemenin dışında bırakılmasını istiyor.

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 kenti etkileyen 7,8 ve 7,5 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden 34 ay geçti. Depremlerde en az 53 bin 737 kişi yaşamını yitirdi, 107 bin 213 kişi yaralandı.

Evlat, anne, baba ve kardeşlerini kaybeden aileler, 34 aydır adalet arayışını sürdürüyor.

Aileler, sanıkların “olası kast” suçlamasıyla yargılanmasını talep ederken, davalar çoğunlukla “taksirle ölüme neden olma” veya “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” açıldı.

Şu ana kadar yalnızca Adana’daki Alpargün Apartmanı’nın müteahhidi Hasan Alpargün’e, “Olası kastla birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 62 kez müebbet ve 865 yıl hapis cezası verildi.

Diğer deprem davalarında, müteahhitler, fenni mesuller ve statik proje müellifleri 6 ile 21 yıl arasında hapis cezaları aldı. 

Ancak birçok sanık ceza almasına rağmen tutuklanmadı. 

Bazı davalarda sanıklara “iyi hal” indirimi uygulanırken, bazıları ise beraat etti. 

1 Kasım itibarıyla Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 60’ı hüküm özlü olmak üzere toplam 208 kişinin tutuklu olduğunu açıkladı. 

ADALET KOMİSYONU’NDA TEKLİF GÖRÜŞÜLECEK

AKP Grup Başkanı Abdullah Güler tarafından Meclis’e sunulan ve kamuoyunda “11. Yargı Paketi” olarak bilinen teklif, Türk Ceza Kanunu (TCK) ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngörüyor.

Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere, 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlardan “hüküm giymiş” kişiler de yeni düzenlemeden yararlanabilecek.

3 Aralık’ta Adalet Komisyonu’nda bu teklifin görüşülmesi bekleniyor.

Teklifin yasalaşması halinde, 11. Yargı Paketi kapsamında cezaevinden kademeli olarak 115 bin kişinin tahliye edileceği öne sürülüyor.

“RAHŞAN AFFI’NIN YARATTIĞI BU CEZASIZLIK KÜLTÜRÜ BİZE 6 ŞUBAT’I YAŞATMIŞTIR”

Depremde yakınlarını kaybedenler, 11. Yargı Paketi sürecini, değerlendirdi. Adalet Peşinde Aileleri Platformu Sözcüsü Döne Kaya, şöyle konuştu:

“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 11. Yargı Paketi olarak sunduğu teklif kabul edilemez. Özellikle teklifin 27. maddesinde geçen ‘suçun türüne bakılmaksızın’ ve Ceza İnfaz Kurumu’nda olup olmadığına bakılmaksızın bu teklifin uygulanması talep ediliyor. Bu teklif açıkça genel bir aftır. Özellikle Temmuz 2023’ten önceki hükümlülerin serbest kalması için düzenlenmiş bir teklif olup, 6 Şubat 2023’te gerçekleşen depreme neden olan sanıkların da bu aftan yararlanması anlamına gelmektedir. Biz bunun benzerini Türkiye olarak 2000 yılında çıkarılan Rahşan Affı’nda yaşadık. 1999 Gölcük Depremi’nde sanıkların yargılanması için açılan 2 bin 100 davanın 1 bin 800’ü Rahşan Affı’ndan yararlanmıştır. Rahşan Affı’nın yarattığı bu cezasızlık kültürü bize 6 Şubat’ı yaşatmıştır. Benzer bir affın yeniden yasalaşması demek, 6 Şubat’ın tekrardan yaşanması demektir.

“CEZASIZLIĞIN OLDUĞU YERDE NE ADALETTEN NE YASADAN BAHSEDEBİLİRİZ”

Bu sadece deprem davalarını etkileyen bir teklif değildir. ‘Suçun türüne bakılmaksızın’ ifadesi; kadın cinayetlerinden iş cinayetlerine, trafik kazalarından ölümlü bütün suçlara kadar geniş bir alanı kapsayan bir düzenlemedir. Bu yüzden biz bu teklifi kabul etmiyoruz. Cezasızlığın olduğu yerde ne adaletten ne yasadan bahsedebiliriz.”

“DEPREM DAVASINDAKİ SANIKLAR MUAF TUTULSUN”

Malatya’daki Trend Garden Rezidans’ın yıkılması sonucunda kardeşi İbrahim Kurt’u kaybeden Hatice Açıkalın, şöyle konuştu:

“Cenazelerimizi günler sonra çıkarıp defnedebildik. Acımızı, yasımızı yaşayamadan adalet peşine düştük. 1030 gündür adalet mücadelemizi devam ettiriyoruz. 1030 gündür, bizim canlarımızın toprak altında olmasına sebep olan sorumlulardan bir tanesi bile tutuklu değil. Biz, gerçek suçluların – suçları bilirkişi raporlarıyla sabit olan suçluların – bile ceza almasının bu ülkede ne kadar zor olduğunu, 6 Şubat depremlerinde can kaybı yaşayan ailelerden biri olarak yaşayarak öğreniyoruz. Mevcut ceza infaz yasasına göre maksimum 4 ila 7 yıl hapiste kalacak olan insanlar, 11. Yargı Paketi adı verilen bir düzenleme ile 31 Temmuz 2023 tarihinden önce işlenen suçlarda, suç türüne bakılmaksızın 3 yıl daha erken açık ceza infaz kurumuna geçebilecek ve/veya 3 yıl daha erken denetimli serbestlikten faydalanabilecek.

Biz, 1,5 dakikada 53 binden fazla canımızı kaybettik. 13 milyondan fazla insan bu durumdan etkilendi. Bu kaybın sebebi deprem değildi; bu kaybın sebebi, rant uğruna cebine 3–5 kuruş fazla para girsin diye hırsla hareket eden insanların yaptığı sorumsuzluklardı. Ve bu sorumsuzlukların sonucunda bu insanlar mutlaka ceza almalıdır. Üstelik bu cezalar caydırıcı olmak zorundadır. Tekrar yaşanması muhtemel felaketlerde aynı kayıpları yaşamayalım, aynı acıları tekrar tekrar çekmeyelim diye mücadele ediyoruz. Cezanın asıl amacı caydırıcı olmasıdır. 11. Yargı Paketi’yle önümüze getirilen şey; yasalara, kanunlara uyan, emeğiyle, ahlakıyla, vicdanıyla, adalet inancıyla bu vatanı yükseltmeye çalışan biz halkın güvenli yaşam hakkını elinden alan bir düzenlemedir. Bu, suçu cezasız bırakmaktır. Aynı zamanda suça teşviktir. Çünkü cezasız bırakılan her suç tekrarlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu’ndan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki milletvekillerinden ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan bu düzenlemede deprem sanıklarını muaf tutmalarını istiyoruz.”

“ADALETİN TESİSİ İÇİN, BU DÜZENLEMELERİN PAKETTEN ÇIKARILMASINI TALEP EDİYORUZ”

Kahramanmaraş’taki Ebrar Sitesi’nin yıkılması sonucunda yakınlarını kaybeden Fatma Irmak ise şu ifadeleri kullandı:

“11. Yargı Paketi’nin mevcut haliyle kabul edilmemesi gerektiğini açıkça ifade ediyoruz. Özellikle 2023 Temmuz öncesinde işlenen ve kamu güvenliğini doğrudan ilgilendiren suçlarda ceza indirimine yol açabilecek düzenlemeler, adalet duygusunu zedelemekte; başta deprem, kadın cinayetleri, işçi ölümleri, kamu görevlisi ihmalleri ve gözetim hataları nedeniyle yakınlarını kaybeden aileler açısından onarılamaz yeni bir adaletsizlik riski doğurmaktadır. Toplumsal yara hâline gelmiş bu davalarda geriye dönük ceza indirimleri, sadece faillerin korunması anlamına gelir; hak arayan ailelerin mücadelesini ve adalete olan güvenini yok eder. Adaletin tesisi için, bu düzenlemelerin paketten çıkarılmasını talep ediyoruz.”